Blog Kategorileri
Rastgele Makale

İlaca Mahkum Özgür Çocuklar

Çocuklarımız en kıymetlilerimiz! En iyi şartlar, en güzel imkânlarla yetiştirmek tek gayemiz… Bütün emeklerimiz onlar mutlu, sağlıklı ve başarılı olsunlar diye… Kendimizde gördüğümüz yaşadığımız eksiklikleri hissetmesinler istiyoruz.
Çocuklarımız en kıymetlilerimiz! En iyi şartlar, en güzel imkânlarla yetiştirmek tek gayemiz… Bütün emeklerimiz onlar mutlu, sağlıklı ve başarılı olsunlar diye… Kendimizde gördüğümüz yaşadığımız eksiklikleri hissetmesinler istiyoruz. Zaman zaman benim annem babam böyle yaptı, ben onlar gibi yapmayacağım diyoruz. Kök ailemiz ve çocuk yetiştirme yöntemlerini eşleştiriyoruz. Ben klasik yöntemleri kullanmıyorum çocuğumu yetiştirirken, modern çağdaş yöntemleri takip ediyorum şeklinde söylemlerimiz oluyor. Peki, çocuk yetiştirme yaklaşımlarını doğru anlıyor muyuz? Ya da doğru yorumluyor muyuz? İşte asıl mesele bu…

Çocuklarımızı ÖZGÜR yetiştirelim derken sınır tanımayan, kural dinlemeyen tercih yapamayan bireylere dönüştürüyoruz. Onlara söz hakkı veriyoruz; ama sınırları çizemediğimizde seçenekleri değerlendiremiyorlar. Kendi kararlarını veremedikçe sorumluluk alamıyorlar. 

Zaman hızla akıyor ve biz ebeveynler tüm bu karmaşayı yaşarken okul çağı gelip çatıyor… Belki de bu dönemde ilk ciddi eleştiriyi alıyoruz ebeveynliğimize yönelik… “Çocuğunuz sorumluluk almıyor, kural dinlemiyor, yerinde durmuyor, derste sınıfın dikkatini dağıtıyor konsantre olamıyor…” bu liste uzayıp gidiyor. İşte bu an ailenin duvarı çarpıp durduğu ilk an oluyor! Durup düşünüyor ve soruyoruz “ Biz nerde hata yaptık? ” yoksa bu çocukta bir hastalık mı var? Hemen arkadaşlarımız, dostlarımız giriyor devreye… “Olur, mu siz her şeyin en iyisini güzelini aldınız, verdiniz, yaptığınız, en doğru teknikleri kullanıyorsunuz” diye bizleri rahatlatıyorlar. Hatta pek çoğu tanı da koyuyor, “hiperaktiftir o” diyorlar. Peki, çocuğunuzda gerçekten “ Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB) mu var? Yoksa yanlış çocuk eğitimi yollarıyla onu bu hale biz mi getirdik? İşte asıl mesele burada gizli…
 Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminin en yaygın görünen nörobiyolojik bozukluğudur. 3 ayrı türden oluşur.
1. Dikkat eksikliğinin baskın olduğu
2. Hiperaktif-dürtüselliğin baskın olduğu
3. Her iki türün karışımından oluşan karışık (DEHB) türü.

DİKKAT EKSİKLİĞİNİN BASKIN OLDUĞU: 
Bu öğrenciler okul performanslarındaki düşüklük ve %35-%50 ’ye varan oranda özel öğrenme güçlüğü ile birlikte tanılanabilirler.

HİPERAKTİF – DÜRTÜSELLİĞİN BASKIN OLDUĞU: 
Sınırsız enerjileri, belirli bir süre yerinde durmada yaşadıkları güçlükle dikkat çekerler. Oturuyorken bile oturuyor gibi gözükmezler. Okulda bu durum genelde bir disiplin sorunu olarak ele alınır. DEHB ’NİN tanısı en hızlı artış gösteren ve en çok yaygınlaşan kategorisinin temsil etmektedir.

Sosyal beceri eksiklikleri DEHB ’li öğrencilerin çoğunda ve sürekli olarak görülen bir eksikliktir. Bütün bunlar %50-70 orası DEHB ’li öğrenciye aynı zamanda duygusal ve davranışsal bozuklukların da eşlik ettiğinin öne sürülmesiyle daha da şiddetlenir. Genellikle davranım bozukluğu (%30-50), karşıt gelme bozukluğu (%35-70) kötü ya da eksik sosyal beceri olarak tanımlanır. Ek olarak bu çocuklara sosyal beceri gelişimiyle önemli derecede ilişkili olan kaygı bozukluğuna da sahip olduğunu göstermektedir. Bu özellikleri nedeniyle DEHB ’li çocuklar çoğu zaman yaşıtları ve öğretmenleriyle arasında en az popüler ve en az hoşlanılan kişilerdir.

En önemlisi de DEHB ‘li çocuklar ailelerine ciddi problemler oluşturmakta ve çocuk aile ilişkileri de bu durumdan oldukça etkilenmektedir. Aile içinde bu çocuklar “ailenin yüzkarası” olarak görülürler. Çocuğun gelişimi sırasında ailesinde yaşanan huzursuzluklar, evlilik sorunları, çocuk aile ilişkisinin bozukluğu gibi faktörlerin DEHB ‘in gelişiminde etkili olduğuna dair çalışmalar kanıtlar sunmaktadır. Anne-çocuk arasındaki uyumsuzluğun DEHB ile ilişkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Özellikle aile bireylerinde yaşanan depresyon, kaygı bozukluğu, ebeveynlerdeki DEHB eğitimi etkili olabilmektedir.

Günümüzde eğitim hayatına başlayan çocuklarda görülme sıklığı giderek artan DEHB ile ilgili gerçekten doğru ve detaylı bir şekilde incelenmiş bir çocuk için ilaç tedavisi önerilmekte ve akademik hayatın olumlu seyir etmesi için gerekli görülmektedir. Ama sadece ilaçlara sığınmak yeterli midir? Gerçekten doğru anne-babalık becerileri geliştirmek, çocuğun kendini kontrol edebilmesini sağlayacak yöntemleri ona onun dili olan oyun ile verebilmek; tüm bunları doğru yapabilmek için psikolojik destek almak gerekir.  Çoğu zaman ebeveynlerin davranışlarını değiştirmeleri ve çocukları ile verimli zaman geçirmeleri yoluyla oldukça aşama kaydedilebiliyor.  

Esas olan okul-aile-çocuk işbirliğini sağlamak ve aynı dili konuşmak. Sonuçta amaçlar bir; sağlıklı, mutlu, huzurlu ve baş etme becerileri olan bireyler yetiştirmek. Sağlıklı birey sağlıklı toplum demek. Güvenli yarınlar için önce çocuklarımıza güveneceğiz, sonra onlar için en doğru adımları atmak için seferber olacağız..


KAYNAKÇA: 
Chilren and Adolescents with Emotional and Behavıoral Dısorders. Çocuk ve Ergenlerde Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar. Vance L.AUSTIN, Danıel SCIARRA. Nobel  Yayınevi.  

Bizi Arayın 0553 756 61 01 - 0552 888 09 98
Tüm bireyler sosyal problemlerden kişisel problemlere, takıntılardan saplantılara farklı psikolojik sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Bu hayatlarını olumsuz etkilerken süreç geciktikçe çözümü zorlaşan bir travma haline gelir.  Çözüm için psikolojik danışmanınız Karadeniz Farkındalık Enstitüsü hep yanınızda.
Karadeniz Farkındalık Psikoloji Enstitüsü Resmi Web Sayfasıdır. İçeriğin ve görsellerin tüm kullanım hakları Karadeniz Farkındalık Enstitüsü'ne aittir izinsiz kopyalanması veya kullanılması yasaktır.
2021 Turkuaznet İnternet ve Bilişim Hizmetleri tarafından geliştirilmiştir.